Balıkesir deyince neden aklıma renkler geldi. Neden çok renkli bir şehir ifadesi kullanmak istedim; açıklayayım, her şeyden önce yukarıdan baktığınızda muhteşem bir mavi ile yeşil’in birleşimini görüyorsunuz. O hem Ege’yi hem Marmarayı kolları arasına almış şefkatli bir ana gibi. O güzelim doğada yetişen ot ve bitkilerle beslenen, yörenin pembe etli, ince kuyruklu; kuzuları, koyunları.
Etiyle, sütüyle, yünüyle hayatımıza yön veren, yaşamımızı renklendiren Tanrı ikramları. O kadar güzellikler nasib etmiş ki yaradan Balıkesir’e şimdiden sayarsanız yedi renkten bahsettik, güneşin ışığını oluşturan renkler kadar. Nasıl çok renkli bir şehir olmasın bu Balıkesir. Bu kadarla kalmıyor ülke turizmine de katkı koyuyor ekonomisine de, zeytinyağları nam salmış dünyaya, pirinci özel yemeklerde aranır.
Coğrafi işaretli ve on yıllardır ülke mutfaklarında piliç ve tavuk üretimiyle de ön saflarda, Balıkesir sınırları içinde piliç, tavuk sektörünün de en büyükleri yer alıyor. Bir tanesi de Bupiliç, yetiştirme alanları, işleme tesisleri, paketleme ve dağıtımıyla, önce hijyen diyerek beyaz etin her çeşidini, dikkat ve titizlikle bizlere ulaştırıyorlar, tavukla ilgili yanlış bildiklerimizi, kontrollü üretim, bol çeşit ve lezzetten taviz vermeden, yumurtadan sofranıza ulaşana değin, doğaya saygılı olarak.
Sonuçta Balıkesir rengarenk, tarihi, doğası, ürünleri, üretimi, yaz kış denizi veya termal tesisleri ve faunasıyla ile değil insanlarıyla da; içinizde huzur, dudaklarınızda bir tebessüm ve geçirdiğiniz zamanları, aldığınız tadları, sindirdiğiniz lezzetleri keyifle yad edeceğiniz çok renkli bir şehir.