Başta Isparta Üniversitesi Gastronomi bölümünden Doç. Dr. Gökhan Yılmaz hocam ve Kırklareli Üniversitesi Gastronomi bölümünden Mehmet Selman Bayındır hocam olmak üzere; Derviş, Hüseyin, Ceyda ve Hamza şefler de vardı.
Tunus Havayolları maalesef gerek nezaket gerek lezzet gerek servis gerekse hijyen açısından rezaletti. Fotoğraflarını çekmeme rağmen paylaşmak bile istemiyorum; fakat Kaptan Pilot ne kalkarken ne inerken hiç bir rahatsızlık vermedi, hatta hayatımın en iyi uçuşu oldu diyebilirim. Gecikmeli de olsa güzel bir karşılama, Tunus kenti ile Hammamet arasında rahat bir yolculuk, yolda bir kahve molası verdik ve tam 45 dakika da Hammamet’e vardık.
Hammamet Tunus’un tatil kenti. Bizim Marmaris, Alanya, Datça gibi. Sıcaklık ta hemen hemen aynı ayarda, dışarıdan harika görünümlü, içine girdiğimizde, sükutu hayale uğradığımız temiz ama her şeyi eksik bir oda. Kaldığımız altı gün boyunca çarşaflar değişmedi. Sıcak havada odada minibar yoktu -bağıra çağıra bir gün sonra koydurabildim-. Havlular odayı aldıktan 5 saat sonra gelebildi, sonuçta turizmi yeni öğreniyorlar. Mağrip ülkeleri, Dubai Qatar vb. gibi değiller.
İnsanlar sıcak ve samimi, büyük kesim biz Türklere saygı ve sevgi ile yaklaşıyor fakat tüm oryantal zihniyetler gibi Tunul’lular da: Nasıl kazıklarız düşüncelerini zihinlerinden atamamışlar. Pazarlıksız hiç bir şey almamak lazım. Su 0.65 Tunus Dinarı ama 5 dinar isteyen dükkanlar bile var, arkandan sonra gel abi 2 dinar olsun diye bağırıp 1 dinara tamam diyorlar.
Ben Tunus Hammamet’e Akdeniz Uluslararası Deniz Ürünleri Festivali için festivali düzenleyen Tunus Aşçılar Derneği Başkanı Şef Kays Allagui tarafından Juri Başkanı olarak davet edildim. Festival iki gün sürdü, etkinlikler ve yarışmalar yapıldı, ödüller dağıtıldı, törenlerle ilgili seremoniler yapıldı, yarışma tabakları balık ve deniz mahsulleri üzerineydi.
Tabaklar da başarılıydı ama dışarıda yediğimiz yemeklerde beklediğim performansı bulamadım. Tunus’un deniz ürünleri ağırlıklı bir mutfakları, “Bütün Mağrip ülkeleri yapar” ama bizim balıklı kuskus bambaşkadır diye övündükleri kuskus yemekleri, her yemek ve salatalarına ilave ettikleri “ton balığı ve yumurta versiyonları” dışında aman Allah dedirtecekleri bir mutfakları yok.
Harissaları bile bizim biber salçasının yanında bana bir şey ifade etmedi. Ülke zeytin ağaçlarıyla dolu ve tahmin ediyorum gelirlerinin büyük bir kısmı da Zeytin’den fakat çarşı, pazarda da bizim zeytin çeşitliliği ve bolluğuna rastlayamadım. Genel anlamda da, altyapı sorunları henüz halledilip tamamlanmamış.
Tarihi ve turistik yerler ülke içinde dağılmış, gezilip görülecek çok yer var. Bir hafta içinde sistematik bir şekilde dolaşırsanız, bütün ülkenin görülecek yerlerini tamamlarsınız.
Bu ziyaretin beni en çok sevindiren boyutu da Tunus Büyükelçimiz Sayın Exelansları Misbah Demircan’ın, Yunus Emre Enstitüsü destekli Konya Belediyesi Mevlevi Heyeti Sazende Hanende ve Semazenleri ile Tunus Kültür Merkezi’nde gerçekleşen SEMA gösterisine beni daveti oldu. Bu vesileyle Sayın Büyükelçimiz, Yunus Emre Enstitüsü yetkililerine, Büyükelçilik mensupları başta Sayın Kültür ataşemiz olmak üzere tüm ataşe ve çalışanlarımıza, Konya Büyükşehir Belediyemiz ve Tunus’ta tanışmak şerefine nail olduğum Konya Büyükşehir Belediyemiz başkan yardımcımız ve yanındaki heyet mensuplarına teşekkürü borç bilirim.
Velhasıl, Tunus güzel, sıcak ve dost bir ülke. Bir hafta içinde gezip görebileceğiniz, sizi memnun edecek birçok tarihi ve turistik yeri mevcut hatta bir hafta da deniz kıyısında güzel bir otelde tatil yapabileceğiniz, anılarınızın da güzellikleriyle kalabileceği bir ülke.
Selam ve sevgilerimle...