Birgül Erdoğan
Köşe Yazarı
Birgül Erdoğan
 

‘Biz birlikte iyiyiz’

Bu yıl Muş’ta düzenlenen 12. Uluslararası Onkoloji Günleri’ne 2. Kez katılmak benim için hem büyük bir gurur hem de hayatıma yine iz bırakacak bir deneyim oldu. İnsan, bazen yaşadığı şehrin sınırlarının çok ötesinde bir anlamın nasıl güzel filizlendiğini bu tür etkinliklerde fark ediyor. Genç Birikim Derneği’nin öyküsüyle başlayan bu yolculuk aslında çok derin. Dernek, genç yaşta kansere yakalanıp mücadeleyi kazanan ve bu mücadelesini topluma umut olarak armağan eden Salih Yüce tarafından 2006’da Muş’ta kuruldu. O günden bugüne derneğin en büyük amacı hep aynı: Kanserle mücadeleyi yalnızca bir sağlık meselesi değil, toplumun ortak sorumluluğu haline getirmek. Etkinlik boyunca birbirinden değerli oturumlara katıldık. Sadece Türkiye’den değil, dünyanın farklı ülkelerinden gelen alanında uzman profesörler, diyetisyenler, onkologlar, psikologlar ve farklı disiplinlerden uzmanlar bizlerleydi. Panel salonlarında konuşulan her kelime, aslında kanserle mücadelede ne kadar yol alındığını ve önümüzde hâlâ kat etmemiz gereken ne çok mesafe olduğunu gösteriyordu. Kadın kanserleri ve gastrointestinal kanserler bu yılın ana konularıydı. Erken teşhisin hayat kurtardığına dair örnekler, düzenli taramaların önemi, beslenmenin ve psikolojik desteğin tedavi sürecindeki yeri üzerine çok değerli paylaşımlar yapıldı. Diyetisyenlerin sağlıklı yaşam ve koruyucu beslenme konusundaki anlatımları, psikologların hastaların ve ailelerinin yaşadığı duygusal yükü hafifletmeye dair önerileri, onkologların dünyadaki son tedavi gelişmelerini aktarması hepimize hem bilgi hem de umut verdi. Özellikle yeni nesil tedavi yöntemleri, immünoterapi ve kişiselleştirilmiş tedaviler üzerine yapılan sunumlar, tıbbın ne kadar hızlı ilerlediğini bir kez daha hatırlattı. Dünya genelinde kanser araştırmalarındaki yeniliklerden haberdar olmak, bu umudu büyütmenin en önemli parçasıydı. Ama işin en güzel yanı, sadece bilimsel bilgiyle değil; dayanışma ve umut duygusuyla da beslenmekti. Salonda otururken, aynı acıları yaşamış insanların göz göze geldiğinde ya da bir hikayede birbirine sessizce verdiği desteği görmek çok etkileyiciydi. Kanser sadece bireyin değil, tüm toplumun mücadelesi… Ve bu mücadele ancak el ele verildiğinde anlam buluyor. Genç Birikim Derneği’nin vizyonu da tam olarak bu aslında. Kanserle mücadeleyi bir farkındalık hareketine dönüştürmek, bilimin ışığını toplumun her kesimine ulaştırmak, gençlerin sosyal sorumluluk bilinci kazanmasına öncülük etmek… Muş’ta geçen bu bir hafta bana çok şey kattı. Hem yeni bilgilerle donandım hem de umudu içimde daha güçlü hissettim. Ayrılırken tek bir şey düşündüm: Birlik olursak, bilgiyi ve sevgiyi paylaşmayı sürdürürsek, kanserle mücadelede daha güçlü olabiliriz. Geçmişin izleriyle geleceğe umut taşımak için bir araya geldiğimiz bu organizasyonun bana öğrettiği en büyük şey; umut, bilimin ışığıyla birleştiğinde daima yolumuzu aydınlatıyor. Böylesine anlamlı bir organizasyonun gerçekleşmesine katkı sağlayan tüm kurum, kuruluş ve ortaklarımıza teşekkür etmek gerekiyor. Başta Genç Birikim Derneği olmak üzere; World Health Organization, Muş Alparslan Üniversitesi, Sabancı Vakfı, Onko-SEV, Genç Çaba Derneği ve emeği geçen tüm ortaklarımıza, destekçilerimize minnettarız. Onların katkıları sayesinde bilimin ışığı daha geniş kitlelere ulaşabiliyor, umut hepimizin yüreğinde çoğalıyor.
Ekleme Tarihi: 26 Eylül 2025 -Cuma
Birgül Erdoğan

‘Biz birlikte iyiyiz’

Bu yıl Muş’ta düzenlenen 12. Uluslararası Onkoloji Günleri’ne 2. Kez katılmak benim için hem büyük bir gurur hem de hayatıma yine iz bırakacak bir deneyim oldu. İnsan, bazen yaşadığı şehrin sınırlarının çok ötesinde bir anlamın nasıl güzel filizlendiğini bu tür etkinliklerde fark ediyor.

Genç Birikim Derneği’nin öyküsüyle başlayan bu yolculuk aslında çok derin. Dernek, genç yaşta kansere yakalanıp mücadeleyi kazanan ve bu mücadelesini topluma umut olarak armağan eden Salih Yüce tarafından 2006’da Muş’ta kuruldu. O günden bugüne derneğin en büyük amacı hep aynı: Kanserle mücadeleyi yalnızca bir sağlık meselesi değil, toplumun ortak sorumluluğu haline getirmek.

Etkinlik boyunca birbirinden değerli oturumlara katıldık. Sadece Türkiye’den değil, dünyanın farklı ülkelerinden gelen alanında uzman profesörler, diyetisyenler, onkologlar, psikologlar ve farklı disiplinlerden uzmanlar bizlerleydi. Panel salonlarında konuşulan her kelime, aslında kanserle mücadelede ne kadar yol alındığını ve önümüzde hâlâ kat etmemiz gereken ne çok mesafe olduğunu gösteriyordu.

Kadın kanserleri ve gastrointestinal kanserler bu yılın ana konularıydı. Erken teşhisin hayat kurtardığına dair örnekler, düzenli taramaların önemi, beslenmenin ve psikolojik desteğin tedavi sürecindeki yeri üzerine çok değerli paylaşımlar yapıldı. Diyetisyenlerin sağlıklı yaşam ve koruyucu beslenme konusundaki anlatımları, psikologların hastaların ve ailelerinin yaşadığı duygusal yükü hafifletmeye dair önerileri, onkologların dünyadaki son tedavi gelişmelerini aktarması hepimize hem bilgi hem de umut verdi.

Özellikle yeni nesil tedavi yöntemleri, immünoterapi ve kişiselleştirilmiş tedaviler üzerine yapılan sunumlar, tıbbın ne kadar hızlı ilerlediğini bir kez daha hatırlattı. Dünya genelinde kanser araştırmalarındaki yeniliklerden haberdar olmak, bu umudu büyütmenin en önemli parçasıydı.

Ama işin en güzel yanı, sadece bilimsel bilgiyle değil; dayanışma ve umut duygusuyla da beslenmekti. Salonda otururken, aynı acıları yaşamış insanların göz göze geldiğinde ya da bir hikayede birbirine sessizce verdiği desteği görmek çok etkileyiciydi. Kanser sadece bireyin değil, tüm toplumun mücadelesi… Ve bu mücadele ancak el ele verildiğinde anlam buluyor.

Genç Birikim Derneği’nin vizyonu da tam olarak bu aslında. Kanserle mücadeleyi bir farkındalık hareketine dönüştürmek, bilimin ışığını toplumun her kesimine ulaştırmak, gençlerin sosyal sorumluluk bilinci kazanmasına öncülük etmek…

Muş’ta geçen bu bir hafta bana çok şey kattı. Hem yeni bilgilerle donandım hem de umudu içimde daha güçlü hissettim. Ayrılırken tek bir şey düşündüm: Birlik olursak, bilgiyi ve sevgiyi paylaşmayı sürdürürsek, kanserle mücadelede daha güçlü olabiliriz.

Geçmişin izleriyle geleceğe umut taşımak için bir araya geldiğimiz bu organizasyonun bana öğrettiği en büyük şey; umut, bilimin ışığıyla birleştiğinde daima yolumuzu aydınlatıyor.

Böylesine anlamlı bir organizasyonun gerçekleşmesine katkı sağlayan tüm kurum, kuruluş ve ortaklarımıza teşekkür etmek gerekiyor. Başta Genç Birikim Derneği olmak üzere; World Health Organization, Muş Alparslan Üniversitesi, Sabancı Vakfı, Onko-SEV, Genç Çaba Derneği ve emeği geçen tüm ortaklarımıza, destekçilerimize minnettarız.

Onların katkıları sayesinde bilimin ışığı daha geniş kitlelere ulaşabiliyor, umut hepimizin yüreğinde çoğalıyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve favorilezzetler.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.