Birgül Erdoğan
Köşe Yazarı
Birgül Erdoğan
 

Kayseri’de Zamanın İzinde: Tarih, Lezzet ve Samimiyetin Şehri

Bu şehir; tarihiyle, insanıyla, esnafıyla, gastronomisiyle ve modernleşen yüzüyle gerçekten özel bir yer. Yalnızca dolaşıp görmüyorsunuz; dinliyorsunuz, tadıyorsunuz, öğreniyorsunuz. Kayseri bana bu ziyaretimde tam olarak bunu hissettirdi. Tarihin Kalbinde Bir Şehir Kayseri’nin merkezine adım atar atmaz karşınıza çıkan Kayseri Kalesi, şehrin binlerce yıllık geçmişini sessizce taşıyor.  Bu kale, bugün yalnızca bir taş yapı değil; içerisinde farklı bir tasarımla düzenlenmiş, anlaşılır, modern bir müzeyi de barındırıyor. Asur, Hitit, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan eserlerin bir arada sunulduğu bu müzede, Kayseri’nin tarih boyunca Anadolu’nun en önemli ticaret ve kültür merkezlerinden biri olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Şehrin merkezinde dolaşırken her köşe başında bir kümbet karşınıza çıkıyor. Döner Kümbet, Sırçalı Kümbet, Kutluğ Hatun Kümbeti… Selçuklu taş işçiliğinin zarafetini bugün hâlâ canlı tutan yapılar. Bir yanda Ulu Cami gibi yüzyıllardır ayakta duran mabedler, diğer yanda Mimar Sinan’ın memleketinde bıraktığı iz…Kurşunlu Camii. Kayseri’de tarih sadece müzede değil; sokakta, meydanda, hatta günlük hayatın içinde yaşıyor sanki. Gevher Nesibe: Tıbbın ve Medeniyetin Mirası Kayseri’de ilk gelişimde olduğu gibi beni en çok etkileyen yerlerden biri her zamanki gibi Gevher Nesibe Şifahanesi ve Medresesi oldu. 1205–1206’da inşa edilen bu yapı; hem dönemin tıp eğitimine ev sahipliği yapmış hem de hastalara şifa dağıtmış. Bugün Selçuklu Uygarlığı Müzesi olarak düzenlenen kompleks mimarisiyle, etkileşimli sergileriyle, tıbbi aletleriyle ve dönemin tedavi yöntemlerini sunan bölümleriyle fark yaratan bir müze. Burada yüzyıllar önce müzik ve su sesiyle tedavi uygulanmış, göz hastalıklarından fıtık ameliyatlarına kadar birçok alanda dönemine göre ileri yöntemler kullanılmış. Bu nedenle Kayseri, yalnızca tarih değil; aynı zamanda bilim ve medeniyet şehri. Develi: Lezzetin, Geleneğin ve Hikâyenin Adresi Kayseri’nin biraz dışına çıktığınızda, Develi bambaşka bir dünya olarak sizi karşılıyor. Bu ilçe; hem insanıyla, hem esnafıyla, hem lezzetleriyle kendine özgü bir kültür sunuyor. Develi Cıvıklısı, Kayseri mutfağının en özgün tatlarından biri. Etin çift bıçakla incecik kıyılması, hamurun üzerinde yağ ile buluşması ve taş fırında aldığı o nefis aroma… Sadece yemek değil; bir gelenek. Lezzetin olduğu kadar emeğin de adı. Bir diğer vazgeçilmez tat: Develi Tahinli Pidesi. İncecik hamurun üzerine sürülen özel katlamaları olan tahinin fırında aldığı koku o kadar cezbedici ki… Bu seyahatte valizimi dolduracak kadar aldıysam sebebi tam da bu. Şehrin mutfağı, tam anlamıyla bir keşif. Özellikle Gacer ekmeği genetiği bozulmamış, ata tohumu olan Gacer buğdayından yapılan bu ekmek; hem besleyici hem doğal hem de Anadolu’nun kaybolmuş tatlarını yaşatan bir miras.  Bir de cevizli sucuğu var ki, yıllardır değişmeyen tarifle yapılan bu tat, Develi’nin gastronomik hafızasının bir parçası. Develi esnafının sadece güleryüzlü olması değil; yaptıkları her yemeğin hikâyesini anlatmaları, malzemenin nereden geldiğini, bu geleneğin kimlerden miras kaldığını açıklamaları beni en çok etkileyen detaylardan biri oldu. Bu şehirde yemek yalnızca doyulacak bir şey değil; öğrenilecek, paylaşılacak, konuşulacak bir değer. Kayseri Mutfağı: Bin Yıllık Bir Zenginlik Kayseri denince akla mantı, yağlama, pöç tandırı, pöç etli çorbası gibi klasik tatlar geliyor ama şehrin mutfağı aslında çok daha geniş. Pastırmasını ve sucuğunu bilmeyen yoktur diye düşünüyorum ama adını çok duymadığınızı tahmin ettiğim şifa kaynağı Gilaburu Şurubuma da tatmadan dönmeyin derim. Mantısı dillere destan, yağlaması nefis, et yemekleri güçlü… Hem köklü hem de ekonomik bir mutfak. Bu da Kayseri’yi gastronomi açısından Türkiye’nin en cazip şehirlerinden biri yapıyor. Bu yönüyle Kayseri; sadece “gezmelik bir şehir” değil, “yaşanacak, tadılacak, paylaşılacak bir şehir. Dağın Zirvesi: Erciyes ile Naturel Kaçamak Ve…… bu lezzet turunun ardından biraz da doğa, biraz da kış ruhu ararsanız Erciyes sizi bekliyor. Erciyes Dağı, 3.917 metreye varan zirvesi, yılın büyük bir bölümünde karla kaplı olmasıyla İç Anadolu’nun en çarpıcı doğa harikalarından biri. Erciyes’te kış sporları kayak, snowboard, kızak gibi seçenekler, modern telesiyejleri, geniş pistleri ve konforlu tesisleriyle hem amatörlere hem deneyimli sporculara hitap ediyor.   Özellikle soğuk havada, karlı bir günde, dağın zirvesinden şehre bakarken, bir fincan salep içmek paha biçilemez bir keyif. Tarih, taş, medrese, kültür” gezisinden sonra — doğayla baş başa, kalmak isteyenler için bir başka seçenek de kuşlarla, suyla, ağaçlarla buluşmak… Sultan Sazlığı: Kayseri’nin Develi, Yeşilhisar ve Yahyalı ilçeleri sınırları içindeki bir sulak alan ve kuş cennetidir. Şehir merkezine yaklaşık 70 km uzaklıkta bulunan bu eşsiz doğa harikası, 300’ün üzerinde kuş türü ve 400’e yakın bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Burada sandala binip sazlıkların ve nilüferlerin arasından geçmek gerçekten büyüleyici; ruhunuza dinginlik, gözlerinize huzur katacak bir deneyim. Kesinlikle imkanınız varsa denemenizi tavsiye ederim. Muhteşem ötesi…. Kapuzbaşı Şelaleleri ise Yahyalı ilçesi sınırlarında, Aladağlar Milli Parkı kapsamında yer alıyor. bu şelale dizisi, beş büyük ve iki küçük şelaleden oluşuyor; yükseklikleri 40–60 metre arasında değişiyor ve yüksek dağlardan süzülen kaynak sularıyla besleniyor. Kayseri’de doğayla buluşmak isteyenler için mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Kısacık 5 günlük bir gezi sonrası bu yazdıklarım bile Kayseri’nin sadece medeniyet değil, doğal zenginlikler açısından da ne kadar çok yönlü olduğunu gösteriyor. Şehir hem geçmişi saklıyor, hem bugününü yaşıyor, hem de misafirperverliğiyle, samimiyetiyle, lezzetiyle sizi kendine bağlıyor. İşte bu yüzden diyorum ki: Haydi Kayseri’ye zamanda, doğada ve tatta bir yolculuk için gelin.
Ekleme Tarihi: 28 Kasım 2025 -Cuma
Birgül Erdoğan

Kayseri’de Zamanın İzinde: Tarih, Lezzet ve Samimiyetin Şehri

Bu şehir; tarihiyle, insanıyla, esnafıyla, gastronomisiyle ve modernleşen yüzüyle gerçekten özel bir yer. Yalnızca dolaşıp görmüyorsunuz; dinliyorsunuz, tadıyorsunuz, öğreniyorsunuz. Kayseri bana bu ziyaretimde tam olarak bunu hissettirdi.

Tarihin Kalbinde Bir Şehir

Kayseri’nin merkezine adım atar atmaz karşınıza çıkan Kayseri Kalesi, şehrin binlerce yıllık geçmişini sessizce taşıyor.  Bu kale, bugün yalnızca bir taş yapı değil; içerisinde farklı bir tasarımla düzenlenmiş, anlaşılır, modern bir müzeyi de barındırıyor. Asur, Hitit, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan eserlerin bir arada sunulduğu bu müzede, Kayseri’nin tarih boyunca Anadolu’nun en önemli ticaret ve kültür merkezlerinden biri olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.

Şehrin merkezinde dolaşırken her köşe başında bir kümbet karşınıza çıkıyor. Döner Kümbet, Sırçalı Kümbet, Kutluğ Hatun Kümbeti… Selçuklu taş işçiliğinin zarafetini bugün hâlâ canlı tutan yapılar. Bir yanda Ulu Cami gibi yüzyıllardır ayakta duran mabedler, diğer yanda Mimar Sinan’ın memleketinde bıraktığı iz…Kurşunlu Camii. Kayseri’de tarih sadece müzede değil; sokakta, meydanda, hatta günlük hayatın içinde yaşıyor sanki.

Gevher Nesibe: Tıbbın ve Medeniyetin Mirası

Kayseri’de ilk gelişimde olduğu gibi beni en çok etkileyen yerlerden biri her zamanki gibi Gevher Nesibe Şifahanesi ve Medresesi oldu. 1205–1206’da inşa edilen bu yapı; hem dönemin tıp eğitimine ev sahipliği yapmış hem de hastalara şifa dağıtmış. Bugün Selçuklu Uygarlığı Müzesi olarak düzenlenen kompleks mimarisiyle, etkileşimli sergileriyle, tıbbi aletleriyle ve dönemin tedavi yöntemlerini sunan bölümleriyle fark yaratan bir müze.

Burada yüzyıllar önce müzik ve su sesiyle tedavi uygulanmış, göz hastalıklarından fıtık ameliyatlarına kadar birçok alanda dönemine göre ileri yöntemler kullanılmış. Bu nedenle Kayseri, yalnızca tarih değil; aynı zamanda bilim ve medeniyet şehri.

Develi: Lezzetin, Geleneğin ve Hikâyenin Adresi

Kayseri’nin biraz dışına çıktığınızda, Develi bambaşka bir dünya olarak sizi karşılıyor. Bu ilçe; hem insanıyla, hem esnafıyla, hem lezzetleriyle kendine özgü bir kültür sunuyor.

Develi Cıvıklısı, Kayseri mutfağının en özgün tatlarından biri. Etin çift bıçakla incecik kıyılması, hamurun üzerinde yağ ile buluşması ve taş fırında aldığı o nefis aroma… Sadece yemek değil; bir gelenek. Lezzetin olduğu kadar emeğin de adı.

Bir diğer vazgeçilmez tat: Develi Tahinli Pidesi. İncecik hamurun üzerine sürülen özel katlamaları olan tahinin fırında aldığı koku o kadar cezbedici ki… Bu seyahatte valizimi dolduracak kadar aldıysam sebebi tam da bu. Şehrin mutfağı, tam anlamıyla bir keşif. Özellikle Gacer ekmeği genetiği bozulmamış, ata tohumu olan Gacer buğdayından yapılan bu ekmek; hem besleyici hem doğal hem de Anadolu’nun kaybolmuş tatlarını yaşatan bir miras.  Bir de cevizli sucuğu var ki, yıllardır değişmeyen tarifle yapılan bu tat, Develi’nin gastronomik hafızasının bir parçası.

Develi esnafının sadece güleryüzlü olması değil; yaptıkları her yemeğin hikâyesini anlatmaları, malzemenin nereden geldiğini, bu geleneğin kimlerden miras kaldığını açıklamaları beni en çok etkileyen detaylardan biri oldu. Bu şehirde yemek yalnızca doyulacak bir şey değil; öğrenilecek, paylaşılacak, konuşulacak bir değer.

Kayseri Mutfağı: Bin Yıllık Bir Zenginlik

Kayseri denince akla mantı, yağlama, pöç tandırı, pöç etli çorbası gibi klasik tatlar geliyor ama şehrin mutfağı aslında çok daha geniş. Pastırmasını ve sucuğunu bilmeyen yoktur diye düşünüyorum ama adını çok duymadığınızı tahmin ettiğim şifa kaynağı Gilaburu Şurubuma da tatmadan dönmeyin derim.

Mantısı dillere destan, yağlaması nefis, et yemekleri güçlü… Hem köklü hem de ekonomik bir mutfak. Bu da Kayseri’yi gastronomi açısından Türkiye’nin en cazip şehirlerinden biri yapıyor.

Bu yönüyle Kayseri; sadece “gezmelik bir şehir” değil, “yaşanacak, tadılacak, paylaşılacak bir şehir.

Dağın Zirvesi: Erciyes ile Naturel Kaçamak

Ve…… bu lezzet turunun ardından biraz da doğa, biraz da kış ruhu ararsanız Erciyes sizi bekliyor. Erciyes Dağı, 3.917 metreye varan zirvesi, yılın büyük bir bölümünde karla kaplı olmasıyla İç Anadolu’nun en çarpıcı doğa harikalarından biri.

Erciyes’te kış sporları kayak, snowboard, kızak gibi seçenekler, modern telesiyejleri, geniş pistleri ve konforlu tesisleriyle hem amatörlere hem deneyimli sporculara hitap ediyor.   Özellikle soğuk havada, karlı bir günde, dağın zirvesinden şehre bakarken, bir fincan salep içmek paha biçilemez bir keyif.

Tarih, taş, medrese, kültür” gezisinden sonra — doğayla baş başa, kalmak isteyenler için bir başka seçenek de kuşlarla, suyla, ağaçlarla buluşmak… Sultan Sazlığı:

Kayseri’nin Develi, Yeşilhisar ve Yahyalı ilçeleri sınırları içindeki bir sulak alan ve kuş cennetidir. Şehir merkezine yaklaşık 70 km uzaklıkta bulunan bu eşsiz doğa harikası, 300’ün üzerinde kuş türü ve 400’e yakın bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Burada sandala binip sazlıkların ve nilüferlerin arasından geçmek gerçekten büyüleyici; ruhunuza dinginlik, gözlerinize huzur katacak bir deneyim. Kesinlikle imkanınız varsa denemenizi tavsiye ederim. Muhteşem ötesi….

Kapuzbaşı Şelaleleri ise Yahyalı ilçesi sınırlarında, Aladağlar Milli Parkı kapsamında yer alıyor. bu şelale dizisi, beş büyük ve iki küçük şelaleden oluşuyor; yükseklikleri 40–60 metre arasında değişiyor ve yüksek dağlardan süzülen kaynak sularıyla besleniyor. Kayseri’de doğayla buluşmak isteyenler için mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

Kısacık 5 günlük bir gezi sonrası bu yazdıklarım bile Kayseri’nin sadece medeniyet değil, doğal zenginlikler açısından da ne kadar çok yönlü olduğunu gösteriyor.

Şehir hem geçmişi saklıyor, hem bugününü yaşıyor, hem de misafirperverliğiyle, samimiyetiyle, lezzetiyle sizi kendine bağlıyor.

İşte bu yüzden diyorum ki:

Haydi Kayseri’ye zamanda, doğada ve tatta bir yolculuk için gelin.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve favorilezzetler.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.