Tuğçe Şen
Köşe Yazarı
Tuğçe Şen
 

Karadağ gezilecek yerler: Adriyatik’in mücevherine yolculuk - Bölüm 2

3. Sveti Stefan – Bir Masal Adası Sveti Stefan, Karadağ sahil şeridinin en ikonik manzaralarından biri. Hani bazı yerler vardır ya; oraya gitmeden önce yüzlerce kez fotoğrafını görürsün ve “acaba gerçekte de bu kadar güzel mi?” diye düşünürsün… İşte Sveti Stefan tam da o yer  ama merak etme, gerçekte daha da güzel. Minicik bir adanın üzerinde yer alan bu taş yapılar topluluğu, aslında şu anda sadece konaklayan misafirlere açık ultra lüks bir otel kompleksi (Aman Sveti Stefan Hotel). Ancak dışarıdan görmek, fotoğrafını çekmek ve çevresinde vakit geçirmek bile yeterince büyüleyici. Eğer tam “o meşhur açıdan” fotoğraf çekmek istiyorsan, rotanı Aman Sveti Stefan Hotel’in karşısındaki tepeye çevir. Otelin hemen üst tarafına çıkan kısa ama hafif yokuşlu bir yürüyüş yolu var. Gün batımına yakın bir saatte gidersen, ada tam altın ışıkların içine gömülüyor. Fotoğraf meraklıları için adeta bir görsel şölen. Adanın kendisi 15. yüzyıldan kalma bir balıkçı köyüymüş. Zamanla restore edilerek günümüzdeki otel kompleksine dönüştürülmüş. Turuncu kiremitli çatılar, taş evler ve hepsini saran masmavi deniz… Hele bir de güneş batarken üzerlerine pembe-turuncu bir ışık düşüyor, işte o an aklın kalıyor. Ada, ince bir kara şeridiyle ana karaya bağlanıyor, bu ince yolun iki tarafında da harika plajlar uzanıyor. Sveti Stefan’ın kara bağlantısının her iki yanında iki ayrı plaj yer alıyor: Sağ taraf (güney): Bu plaj halka açık. Kendi havlunu getirip ücretsiz takılabilirsin, ya da şezlong ve şemsiye kiralayarak konforlu bir gün geçirebilirsin. Sol taraf (kuzey): Burası Aman oteline ait özel bir plaj. Giriş ücretli ve sadece otel misafirlerine veya belirli bir ücret karşılığı gelenlere açık. Lüks, sakinlik ve servis arıyorsan değerlendirilebilir. Suyun rengi ise neredeyse Maldivler kadar turkuaz. Hafif çakıllı bir yapısı var ama çok temiz ve berrak. 4. Perast – Sessizlik ve Zarafet Perast, Karadağ Körfezi’nin en zarif ve huzurlu köylerinden biri; kalabalıklardan, gürültüden uzak, adeta zamanı yavaşlatan bir sahil kasabası. Taş evleri, zarif barok mimarisi ve sessiz sokaklarıyla romantik bir film setini andırıyor. Sabah saatlerinde, deniz kenarındaki küçük kafelerden birine oturup kahveni yudumlarken sadece dalga seslerini duymak bile zihnini boşaltıyor. Kasabanın karşısında yer alan ve tekneyle 10 dakikada ulaşılabilen Our Lady of the Rocks adası ise Perast’ın en büyülü noktası. Efsanelerle çevrili bu yapay adada küçük ama etkileyici bir kilise ve minik bir müze bulunuyor. Özellikle gün batımında adaya bakan manzara nefes kesici. Perast, büyük planlar yapmadan, sadece varlığını hissetmek için bile gidilesi bir yer. 5. Durmitor Milli Parkı – Doğa Tutkunlarına Eğer “deniz değil dağ, kum değil orman” diyorsan, rotanı Karadağ’ın kuzeyine, Durmitor Milli Parkı’na çevir. Burası ülkenin doğayla baş başa kalabileceğin en etkileyici alanlarından biri. Yemyeşil ormanlar, tertemiz hava, göller, zirveler ve sonsuz gibi görünen yürüyüş rotalarıyla adeta bir açık hava cenneti. Parkın kalbinde yer alan Black Lake (Crno Jezero), çam ağaçlarıyla çevrili, sabah saatlerinde adeta cam gibi yansıyan, sessizliğin sesini duyabileceğin büyüleyici bir göl. Göl etrafında yürüyüş yapabilir, banklarda kitap okuyabilir ya da sadece manzaranın tadını çıkarabilirsin. Daha fazla adrenalin arıyorsan Tara Kanyonu seni bekliyor: Avrupa’nın en derin, dünyanın ikinci en derin kanyonu olan bu doğa harikasında zipline yapabilir ya da buz gibi sularda raftingle sınırlarını zorlayabilirsin. Durmitor, doğayla baş başa kalmak, içini temiz havayla doldurmak ve birkaç gün dijital detoks yapmak isteyenler için birebir. 6. Ulcinj – Karadağ’ın Güney Ucu Karadağ’ın güney ucunda, Arnavutluk sınırına yakın konumdaki Ulcinj, ülkenin en farklı ruhuna sahip kasabalarından biri. Burası, Balkan dokusunun daha çok hissedildiği; mutfağıyla, müziğiyle, insanlarıyla daha sıcak, daha yerel bir atmosfere sahip. Şehirde Müslüman Arnavut nüfus yoğun olduğu için cami minareleriyle kilise çanlarının bir arada olduğu o güzel kültürel çeşitliliği hissediyorsun. Ulcinj’in en ünlü yeri kuşkusuz Velika Plaza, yani Uzun Plaj. Tam 13 kilometre boyunca uzanan altın renkli, geniş kum sahil; yüzmek, güneşlenmek, yürüyüş yapmak ya da sadece kite surf yapanları izlemek için ideal. Özellikle rüzgarlı günlerde gökyüzünde uçuşan rengarenk yelkenler görsel bir şölen yaratıyor. Şehir merkezinde yer alan Ulcinj Kalesi ise denize nazır taş sokaklarıyla geçmişe kısa bir yolculuk gibi. Kalede gezerken küçük butik oteller, restoranlar ve bohem havalı sanat galerileriyle karşılaşman mümkün. Gündüzleri deniz, akşamları ise eski şehir sokaklarında yürüyüş derken Ulcinj sana hem Karadağ’ın güneşli yüzünü hem de Balkanlar’ın samimiyetini aynı anda sunuyor.
Ekleme Tarihi: 19 Eylül 2025 -Cuma
Tuğçe Şen

Karadağ gezilecek yerler: Adriyatik’in mücevherine yolculuk - Bölüm 2

3. Sveti Stefan – Bir Masal Adası

Sveti Stefan, Karadağ sahil şeridinin en ikonik manzaralarından biri. Hani bazı yerler vardır ya; oraya gitmeden önce yüzlerce kez fotoğrafını görürsün ve “acaba gerçekte de bu kadar güzel mi?” diye düşünürsün… İşte Sveti Stefan tam da o yer  ama merak etme, gerçekte daha da güzel. Minicik bir adanın üzerinde yer alan bu taş yapılar topluluğu, aslında şu anda sadece konaklayan misafirlere açık ultra lüks bir otel kompleksi (Aman Sveti Stefan Hotel). Ancak dışarıdan görmek, fotoğrafını çekmek ve çevresinde vakit geçirmek bile yeterince büyüleyici. Eğer tam “o meşhur açıdan” fotoğraf çekmek istiyorsan, rotanı Aman Sveti Stefan Hotel’in karşısındaki tepeye çevir. Otelin hemen üst tarafına çıkan kısa ama hafif yokuşlu bir yürüyüş yolu var. Gün batımına yakın bir saatte gidersen, ada tam altın ışıkların içine gömülüyor. Fotoğraf meraklıları için adeta bir görsel şölen.

Adanın kendisi 15. yüzyıldan kalma bir balıkçı köyüymüş. Zamanla restore edilerek günümüzdeki otel kompleksine dönüştürülmüş. Turuncu kiremitli çatılar, taş evler ve hepsini saran masmavi deniz… Hele bir de güneş batarken üzerlerine pembe-turuncu bir ışık düşüyor, işte o an aklın kalıyor. Ada, ince bir kara şeridiyle ana karaya bağlanıyor, bu ince yolun iki tarafında da harika plajlar uzanıyor.

Sveti Stefan’ın kara bağlantısının her iki yanında iki ayrı plaj yer alıyor:

Sağ taraf (güney): Bu plaj halka açık. Kendi havlunu getirip ücretsiz takılabilirsin, ya da şezlong ve şemsiye kiralayarak konforlu bir gün geçirebilirsin.

Sol taraf (kuzey): Burası Aman oteline ait özel bir plaj. Giriş ücretli ve sadece otel misafirlerine veya belirli bir ücret karşılığı gelenlere açık. Lüks, sakinlik ve servis arıyorsan değerlendirilebilir.

Suyun rengi ise neredeyse Maldivler kadar turkuaz. Hafif çakıllı bir yapısı var ama çok temiz ve berrak.

4. Perast – Sessizlik ve Zarafet

Perast, Karadağ Körfezi’nin en zarif ve huzurlu köylerinden biri; kalabalıklardan, gürültüden uzak, adeta zamanı yavaşlatan bir sahil kasabası. Taş evleri, zarif barok mimarisi ve sessiz sokaklarıyla romantik bir film setini andırıyor. Sabah saatlerinde, deniz kenarındaki küçük kafelerden birine oturup kahveni yudumlarken sadece dalga seslerini duymak bile zihnini boşaltıyor. Kasabanın karşısında yer alan ve tekneyle 10 dakikada ulaşılabilen Our Lady of the Rocks adası ise Perast’ın en büyülü noktası. Efsanelerle çevrili bu yapay adada küçük ama etkileyici bir kilise ve minik bir müze bulunuyor. Özellikle gün batımında adaya bakan manzara nefes kesici. Perast, büyük planlar yapmadan, sadece varlığını hissetmek için bile gidilesi bir yer.

5. Durmitor Milli Parkı – Doğa Tutkunlarına

Eğer “deniz değil dağ, kum değil orman” diyorsan, rotanı Karadağ’ın kuzeyine, Durmitor Milli Parkı’na çevir. Burası ülkenin doğayla baş başa kalabileceğin en etkileyici alanlarından biri. Yemyeşil ormanlar, tertemiz hava, göller, zirveler ve sonsuz gibi görünen yürüyüş rotalarıyla adeta bir açık hava cenneti. Parkın kalbinde yer alan Black Lake (Crno Jezero), çam ağaçlarıyla çevrili, sabah saatlerinde adeta cam gibi yansıyan, sessizliğin sesini duyabileceğin büyüleyici bir göl. Göl etrafında yürüyüş yapabilir, banklarda kitap okuyabilir ya da sadece manzaranın tadını çıkarabilirsin. Daha fazla adrenalin arıyorsan Tara Kanyonu seni bekliyor: Avrupa’nın en derin, dünyanın ikinci en derin kanyonu olan bu doğa harikasında zipline yapabilir ya da buz gibi sularda raftingle sınırlarını zorlayabilirsin. Durmitor, doğayla baş başa kalmak, içini temiz havayla doldurmak ve birkaç gün dijital detoks yapmak isteyenler için birebir.

6. Ulcinj – Karadağ’ın Güney Ucu

Karadağ’ın güney ucunda, Arnavutluk sınırına yakın konumdaki Ulcinj, ülkenin en farklı ruhuna sahip kasabalarından biri. Burası, Balkan dokusunun daha çok hissedildiği; mutfağıyla, müziğiyle, insanlarıyla daha sıcak, daha yerel bir atmosfere sahip. Şehirde Müslüman Arnavut nüfus yoğun olduğu için cami minareleriyle kilise çanlarının bir arada olduğu o güzel kültürel çeşitliliği hissediyorsun. Ulcinj’in en ünlü yeri kuşkusuz Velika Plaza, yani Uzun Plaj. Tam 13 kilometre boyunca uzanan altın renkli, geniş kum sahil; yüzmek, güneşlenmek, yürüyüş yapmak ya da sadece kite surf yapanları izlemek için ideal. Özellikle rüzgarlı günlerde gökyüzünde uçuşan rengarenk yelkenler görsel bir şölen yaratıyor. Şehir merkezinde yer alan Ulcinj Kalesi ise denize nazır taş sokaklarıyla geçmişe kısa bir yolculuk gibi. Kalede gezerken küçük butik oteller, restoranlar ve bohem havalı sanat galerileriyle karşılaşman mümkün. Gündüzleri deniz, akşamları ise eski şehir sokaklarında yürüyüş derken Ulcinj sana hem Karadağ’ın güneşli yüzünü hem de Balkanlar’ın samimiyetini aynı anda sunuyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve favorilezzetler.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.