Saygıdeğer  gastronomi dostları, hepinize sevgi ve saygılar dilerim. Bu sayıda, Türk Mutfağı ve atıksız mutfak ve sürdürülebilir Gastronomi hakkında sizlere yazmak isterim. Neden Atıksız Mutfak? Gastronomi sadece lezzet üretmek değil; aynı zamanda doğaya, insana ve geleceğe karşı sorumluluk taşımaktır. Her yıl dünya genelinde yaklaşık 1.3 milyar ton gıda çöpe gidiyor. Bu, sadece israf değil, aynı zamanda toprağa, suya, emeğe ve kültüre de ihanettir. İşte bu noktada atıksız mutfak felsefesi devreye giriyor. Türk Mutfağının Köklerinde İsraf Yok Türk mutfağı binlerce yıllık bir birikimdir. Bu mutfakta; Bayat ekmekten yapılan ekmek tatlısı, papara, Artan sebzelerle pişirilen türlü ve çorba çeşitleri, Kemik, paça, ilikli su gibi her parçası değerlendirilen et ürünleri, Kurutma, turşulama, salamura gibi geleneksel koruma teknikleri gibi yöntemlerle aslında tam anlamıyla bir sıfır atık modeli uygulanmıştır. Atalarımız “nimet çöpe atılmaz” derken, aslında sürdürülebilirliğin altını çiziyordu. Sürdürülebilir Gastronomi Ne Demek? Sürdürülebilir gastronomi; doğaya, üreticiye ve geleceğe saygı duyan bir mutfaktır. Bu anlayışla: Mevsiminde ve yerel ürün kullanırız. Üreticiyi destekler, tarımın devamlılığını sağlar. Doğal kaynakları israf etmeden çalışırız. Atıklarımızı azaltır, kompost yapar, değerlendirme yolları ararız. Şefin Tabağının Hikâyesi Bir şef olarak bizler sadece yemek pişirmiyoruz. Aynı zamanda bir kültürü, bir çevre bilincini ve bir yaşam tarzını aktarıyoruz. Menü planlamasından sunuma kadar, her adımda şu soruyu sormalıyız: “Bu tabağın doğaya, üreticiye ve topluma bedeli ne?” Uygulamada Atıksızlık: Neler Yapabiliriz? Artan malzemelerden yeni tarifler üretmek Kökten uca pişirme yaklaşımı: örneğin havucun sapını pesto yaparak kullanmak Misafirleri porsiyon kontrolüyle bilinçlendirmek Kompost sistemleri kurmak Üreticiyle işbirliği yaparak doğrudan temin yöntemleri geliştirmek Eğitim ve Farkındalık Geleceğin mutfak profesyonellerine, yani genç şef adaylarına bu bilinci aşılamalıyız. Aynı zamanda tüketiciye de rehberlik etmeliyiz. Çünkü sürdürülebilirlik sadece mutfakta değil, markette, pazarda ve evde başlar. Sonuç olarakta Son tamamlarken şunu yazmak isterim: Atıksız mutfak bir trend değil, bir zorunluluktur. Sürdürülebilirlik bir seçenek değil, bir yaşam biçimidir. Türk mutfağı bu konuda zaten çok güçlü bir temele sahip. Biz şefler, bu mirası modern dokunuşlarla geleceğe taşıyacak olan köprüleriz. Topraktan tabağa, tabaktan yarına uzanan bu yolculukta birlikte yürüyelim. Afiyetle ve bilinçle kalın.